Fethiyede Gezilecek Yerler
- Gerçekliğini Sorgulayacağınız Büyüleyici Güzellik: Kelebekler Vadisi
Fethiye’de görülmesi gereken yerleri sıralamak oldukça zor olsa da Kelebekler Vadisi’ni hiç düşünmeden en başa alabiliriz. Vadinin eteklerinde hayat bulduğu Babadağ, Dünya Mirasını Koruma Vakfı tarafından korum altına alınmış 100 dağdan biri. Peki kelebeklerin sırrı nedir derseniz, vadi ismini bölgede yaşayan 80’nin üzerindeki kelebekten alıyor. Özellikle de herkesi hayran bırak Kaplan Kelebeği’nden.
Kelebekler Vadisi ulaşımı karadan ziyade ağırlıklı olarak deniz yolu ile yapılıyor. Bunun için Ölüdeniz’den kalkan tekneler kullanılıyor. “Tek yol buradan mı, karadan bir geçiş yok mu?” diyenler elbette ki olacaktır. Kara yoluyla da Kelebekler Vadisi ulaşımı elbette mümkün. Fakat burada oldukça zorlu ve macera dolu bir yolculuk sizleri bekliyor. Bu güzergahı tercih edecekseniz öncelikle Ölüdeniz’i geçip Kelebekler Vadisi’nin tepesine ulaşmanız gerekir. Aracınız yoksa, Fethiye’den kalkan Faralya minibüslerine binerek buraya ulaşabilirsiniz. Sonrası ekipmanınıza ve yeteneğinize kalmış diyebiliriz. Vadiden aşağı doğru kayalıkların arasından yaklaşık 1 saat sürecek bir yolculuğa hazır olmanız gerekir.
Dağcılığa ve doğa sporlarına ekstra bir merakınız ya da tutkunuz yoksa, bu uç heyecanlar yerine deniz yolunu tercih etmek sizin için daha kolay ve güvenli olabilir.
Bölgede düzenlenen Kelebekler Vadisi tekne turları da vadinin güzelliklerini bir rehber eşliğinde keşfetmeniz ve şahane fotoğraflar çekilmeniz için harika bir seçenek.
Kelebekler Vadisi konaklama için oldukça otantik ve renkli imkanlar sunuyor. Yaz aylarında yoğunluk gösteren otel ve pansiyonlar, sonbahara kadar temposunu koruyor. Aynı zamanda Kelebekler Vadisi konaklama için ziyaretçilerine birden fazla imkânı da sağlıyor. Doğanın eşsiz güzelliği içerisinde kamp yaparak vadinin keyfini gece boyunca sürmek de oldukça keyifli bir seçenek. Bölgenin koruma altında olmasından kaynaklı, kamp için belirli kurallar mevcut. Bu yüzden dilediğiniz bir yere çadır kurmanız mümkün olmasa da vadi içerisindeki tesis misafirlere kamp için yardımcı oluyor. Dilerseniz çadır yerine bungalov evlerde de kalabilirsiniz. Tesislerde misafirler için çeşitli farklı konaklama imkanları düşünülmüş.
Fethiye turunuzun bir gününü Kelebekler Vadisi’ne ayırmayı ve imkânınız varsa geceyi bu eşsiz vadide geçirmeyi planlarınıza eklemelisiniz.
- Yeryüzünde Keşfedilmiş Cennet: Kabak Koyu ve Cennet Koyu
Rotamızı çok uzaklara çevirmiyoruz. Yine Faralya’nın Fethiye’ye kazandırdığı eşsiz bir lokasyonu daha gezi planınıza dahil etmeye hazırlanın. Herkesten duyduğunuz, günün her saati ayrı eşsizlikte manzarayı barındıran, keşfedilmesinden korkulan ama bir o kadar da paylaşmadan durulamayan kızıl çam ormanlarıyla çevrilmiş Kabak Koyu ve Cennet Koyu’na hoş geldiniz.
Kabak Koyu ulaşımı araçla Faralya Köyü yolu üzerinden devam ediyor. Aracı olmayanlar için yine Fethiye’den binilen dolmuşlar imdada yetişiyor. Faralya Köyü’ne yapacağınız yaklaşık yarım saatlik yolculuktan sonra dolmuşlar ile koyun içerisine kadar inmek mümkün.
Kabak Koyu da tıpkı diğer koylar gibi oldukça kıymetli bir bölge. Likya Yolu üzerinde bulunan bölge birinci derece sit alanı olarak korunuyor. Bu sebepten bölge aslında bakir kalmış ve özgürlüğünü korumuş nadir yerlerden birisi.
Kabak Koyu, mavi ve yeşilin ahengini çıplak gözle göreceğiniz muhteşem bir lokasyon. Herkese açık uzun ve büyüleyici sahiliyle misafirlerine pırıl pırıl bir deniz sunuyor. Tabii Kabak’a kadar gelmişken Cennet Koyu’nu da görmeden geçmek olmaz. Kabak Koyu’ndan kalkan teknelerle kolayca ulaşabileceğiniz Cennet Koyu, son zamanlarda bilinirliği artsa da eşsiz güzelliğini ve özgünlüğünü korumaya devam ediyor. Aynı zamanda Kabak Plajı'nın sonundan başlayan Likya yolu parkuru ile 3-4 saatlik eşsiz mazaralar eşliğinde bir trekking yaparakta cennet koyuna ulaşmak mümkün.
Bölge ziyaret etmeyi planlayan ve Kabak Koyu otel fiyatlarını merak edenler olacaktır. Alan koruma altında olduğu için bölgede çok fazla otel seçeneği bulunmuyor. Yine Kabak Koyu bungalov oteller arayanlar için de durum aynı. Dilerseniz bölgeye en yakın lokasyonlardaki eşsiz manzarayla bezenmiş birbirinden güzel otelleri de inceleyebilirsiniz.
- Kendi Başına Bırakılmış Bir Şehir: Kayaköy
Fethiye, sadece doğal güzellikleriyle değil tarihi dokusuyla da görülmeye değer birçok yere ev sahipliği yapıyor. Bölgenin en ünlü tarihi alanlarından birisi de hikayesiyle ve tarihi izleriyle ziyaretçilerini etkilemekten geri kalmayan hayalet şehir Kayaköy
Kayaköy hayalet şehir ismini geçmişinde yaşanan bir terk edilişten alıyor. Köyün Likyalılardan kalma olduğu ve tarihinin milattan önce 3000 yıllarına dayandığı biliniyor. Kayaköy, Likyalıların ardından Rumların yaşamaya başladığı bir köy. Fakat mübadele döneminde Rumlar bölgeyi terk ederek Türklere bırakıyor. Türklerin bölgeye ayak uyduramaması ve teker teker Anadolu’nun farklı yerlerine dağılmasının ardından, köy ıssız bir hal alıyor. Zamanla doğa olayları ve depremlerin de etkisiyle birçok yapı yıkılıyor ve ortaya yarım kalmış bir şehir manzarası çıkıyor. Türklerin Taşköy adını verdiği şehir, Rumlar tarafından Levissi ismiyle anılıyormuş.
Bölgeye giriş ücretli olmakla birlikte, müze kart da geçerli sayılıyor. Biletleri alanın girişinden temin ederek haftanın her günü 09.00 – 20.00 saatleri arasında Kayaköy’ü ziyaret edebilirsiniz.
Kayaköy’ün terk edilmiş sokaklarını gezerken, yıkılmış duvarların ve harabeye benzer yapıların yanı sıra okul, şapel, lahit ve antik mezarlara da rastlamanız mümkün.
Kayaköy’e ulaşım için eğer kendi aracınız yoksa, Fethiye’den kalkan dolmuşları kullanmanız gerekir. Kayaköy’de konaklama planınız varsa bu nokta da yakınlarında bulunan Hisarönü’nü tercih etmeniz gerekiyor.
Bu gizemli köyde biraz daha vakit geçirmek isterseniz Kayaköy restoranlarını ziyaret edebilirsiniz. Çünkü bölge tarihi kadar lezzetleriyle de oldukça ünlü. İster sabah kahvaltınızı ister günün keyifli bir öğününü Kayaköy restoranlarında yaparak tarihle lezzettin harmanlandığı bu köyün keyfini uzun süre çıkarabilirsiniz.
- Fethiye’nin meşhur adalarından biri: St. Nicholas Adası (Gemiler Adası)
Ege ve Akdeniz’e serpiştirilmiş adalar, bölgenin en çok sevilen ve ziyaret edilen yerlerinden olmuştur hep. Öyleyse yeni rotamızı St. Nicholas Adasına, yani Gemiler Adası’na çevirelim. Asıl ismi “Gemile” olan ada, zamanla “Gemiler” olarak Türkçede yer edinmiştir.
Ada, göz dolduran güzelliğinin yanı sıra tarihi kalıntılarıyla da ilgi çekici ögelere sahip. Eski ismi Aya Nikola olan adada Bizans İmparatorluğu’na dair kalıntılar ve deniz kenarında sarnıçlar görmek mümkün.
Gemiler Adası da içerdiği doğal ve güzellikleri sayesinde 1. derece sit alanı olarak belirlenerek koruma altına alınan bölgelerden birisi. Adayla ilgili tarihi birçok rivayet mevcut. Bunlardan en ön plana çıkanı ise Gemiler Adası’nın Hıristiyanlığın kabulünden sonra hac güzergahı olarak kullanılması olabilir.
Peki herkesin aklındaki Gemiler Adası’na nasıl gidilir sorusunu hemen cevaplayalım. Adaya ulaşım tahmin edileceği üzere ağırlıklı olarak deniz yolu üzerinden yapılıyor. Fakat her ne kadar ada desek de aslında bir kara yolu bağlantısı mevcut. Deniz üzerinden ulaşım sağlamak isteyenler, Ölüdeniz’den kalkan tekneleri kullanarak adaya kolayca ulaşabilir. Kara yolu ile ulaşmak içinse Fethiye’den Kayaköy yönüne doğru devam edip Gemiler’e ulaşmak mümkün. Gemiler Adası aynı zamanda hayran kalacağınız bir koya sahip. Buraya gitmek için de yine aracınızla ulaşım sağlayabilir ya da dilerseniz kızıl çam ormanlarının havasını derin derin solumak için Kayaköy mevkiinden kiralayabileceğiniz bisikletleri de kullanabilirsiniz. Buraya kadar gelip, kuru kuruya geri dönmek olmaz diyorsanız, St. Nicholas Adası tekne turu ile de bölgeyi daha derinlemesine keşfetmek mümkün. Gizli kalmış mağaraları, mavinin en güzel tonlarını ve doğanın hiç görmediğiniz yanlarını bu turlarda keşfetme şansı bulabilirsiniz.
- Likya Yolu’ndaki Mabed: Af Kule Manastırı
Fethiye’nin hayalet şehri Kayaköy, kendi bünyesinde de keşfedilmeyi bekleyen birden çok alanı barındırıyor. Kayaköy’de gezilecek yerlerden biri de yaklaşık 3-4 kilometre uzaklıktaki dağ yolunda bulunan Af Kule Manastırı. Manastır, sarp ve dik bir yamacın üzerine kurulmuş, zamanla yaşanan depremler ve doğal afetlere meydan okumak için elinden geleni yapmış. Af Kule Manastırı’nın, bir keşiş tarafından kayanın oyulması sonucu yapıldığı nesilden nesile aktarılmış rivayetlerden biri.
Manastıra ulaşmak için bir noktaya kadar aracınızla yol alabilirsiniz. Fakat bir yerden sonra Likya Yolu parkurunun da dahil olduğu alanı yaya olarak geçmeniz gerekiyor. Manastırın, konum olarak Likya Yolu üzerinde olması onu görülmeye değer eşsiz bir manzarayla bütünleştiriyor. Özellikle Likya Yolu parkurunu takip eden bir rotanız varsa Af Kule Manastırı, uzun süre terk edemeyeceğiniz lokasyonlardan biri olabilir.
- Ömür Uzatan Güzelliğiyle: Ölüdeniz
Ölüdeniz Fethiye’nin kalbi desek yanılmış sayılmayız. Çevresinde fırtınalar kopsa da her daim dingin ve tazelenmiş pırıl pırıl suyuyla misafirlerini karşılayan Ölüdeniz, Fethiye’de ziyaret edeceğiniz ilk yerler arasında. Özellikle görenleri hayran bırakan kumsalı, 2006 yılında Dünya’nın en güzel kumsalı olarak seçilmişti. Fethiye’de gezilecek alanların büyük bir çoğunluğu Ölüdeniz civarında bulunuyor. Bu yüzden tüm yollar Ölüdeniz’e çıkıyor diyebiliriz. Tatiliniz boyunca her yere ortalama uzaklıkta olan bir otelde konaklamayı düşünüyorsanız Ölüdeniz otel fiyatlarını incelemenizi tavsiye ederiz.
Ölüdeniz tekne turları, bölgedeki en meşhur aktivitelerden biri. Mavinin bin bir tonuna açılacağınız tekne turlarında hem Fethiye’nin havasını derin derin soluyabilir hem de yepyeni koylar keşfedebilirsiniz. Ölüdeniz sahilinden kalkan teknelerle, Gemiler koyu, St.Nicholas Adası, 12 ada ve Göcek gibi bölgeleri ziyaret edebilirsiniz.
Ölüdeniz Fethiye, koyları ve adaları kadar doğa ve su sporlarıyla da misafirlerine zengin bir menü sunuyor. Fakat en lezzetli ve en çok tercih edilenleri su altı dalışı ve yamaç paraşütü diyebiliriz. Derin maviliklere dalış yaparak su altı dünyasını keşfedeceğiniz su altı dalışları için, Belcekız’da bulunan turları kullanabilirsiniz. Yükseklik korkusu olmayan şanslı misafirleri ve macera severleri bekleyen en keyifli aktivite ise suyun çok üstüne çıkmak, yani uçmak
Fethiye yamaç paraşütü ile ünlü olduğu için bölgede farklı alanlardan paraşütle uçuş gerçekleştirilebiliyor. Uçuş genellikle Babadağ’dan başlıyor ve Belcekız plajında sonlanıyor. Yaklaşık 30-40 dakika kadar süren uçuş, 1700 metre yükseklikte (hava koşullarına göre 1900 metrelere çıkmak gerekebiliyor) uzman pilotlar eşliğinde gerçekleşiyor. Nisan ve Ekim ayları, genellikle hava koşulları daha elverişli olduğu söyleniyor. Uçuş boyunca herkesi kıskandıracak fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Tabii en keyiflisi kimseyle paylaşamasanız bile zihninizde yer eden sonsuz mavi ve yeşilin buluşması. Buraya kadar gelip yamaç paraşütü yapmadan dönmek, gökyüzünde yaşanacak eşsiz deneyime haksızlık olur diyebiliriz.
Uçuşa Hazırsanız Böyle Buyrun: Babadağ
Fethiye’de, Babadağ yamaç paraşütü yapmak için kullanılan en ünlü bölgelerden birisi. Dağın üç adet zirvesi bulunuyor ve Karatepe ismi verilen dağ, 1969 metrelik yüksekliğiyle bunlardan büyüğü. Bölgenin temel amacı yamaç paraşütü yapmak olsa da yemek yemek ve kahve molası vermek için de harika bir lokasyon. Babadağ restoranları ve manzarası ile de ayaklarınızı yerden kesebilecek güce sahip. Dağın zirvesinde bulunan restoranları ya da yol üzerindeki küçük köyleri ziyaret ederek manzaranın tadını çıkarmak keyifli bir aktivite olacaktır.
Babadağ’da ayaklarınızı yerden kesecek aktivitelerden birisi de teleferik. Ölüdeniz yolu üzerindeki ilk istasyondan binebileceğiniz teleferikler, 1200, 1700 ve 1800 rakımdaki 3 ayrı duraktan geçerek 1900 metre yükseklikteki zirveye ulaşıyor. Tüm istasyonlar birbirinden harika manzarası ve her istasyonda farklı konseptte hazırlanmış menüleriyle gelenleri kendine hayran bırakıyor. Gözü yükseklerde olanlar, 1900 metre yüksekliğe ulaşarak Babadağ’ın zirvesinden Fethiye ve Ölüdeniz’i kuş bakışı seyredebilir. Şanslıysanız gün batımında sosyal medya hesaplarınızı renklendirecek harika fotoğraflar çekilebilirsiniz
Bu keyifli deneyimi rotanıza eklemek isterseniz Babadağ teleferik fiyatları hakkında bilgi alabileceğiniz bazı siteleri sizin için buraya bırakıyoruz.
- Yürüyüş Tutkunlarının Challenge’ı: Likya Yolu
Yola devam edelim Herkesten duyduğunuz, maceraperest ve doğa tutkunlarının en büyük challenge’larından biri olan Likya Yolu’na çevirelim rotamızı. Likya Yolu nerede diye merak ediyorsanız, oldukça uzun bir yoldan bahsettiğimizi söylemekte fayda var. Likya Yolu, Fethiye’den başlayan ve Antalya’ya uzanan birçok patika ve parkurdan oluşan bir yürüyüş rotası. Yol, 1999 yılında Kate Clow tarafından tamamlanarak yürüyüşe açık hale gelmiştir. Likya Yolu kaç kilometre sorusu da oldukça merak edilen konulardan biri. Evet zihninizde Fethiye’den Antalya’ya çizip anlamlandırmaya çalıştığınız o Likya Yolu rotası yaklaşık 535 kilometre uzunluğunda. Bu uzunlukta bir yolu, dağ ve patika bir güzergahtan yürümek haftalar hatta aylar sürebiliyor. Yürüyüşçüler bu rotanın tamamını gitmek yerine belli bölgelerdeki parkurları yürüyerek bu yolculuğu tamamlıyorlar. Yol boyunca 20’nin üzerinde parkur bulunuyor.
Likya Yolu boyunca her başınızı kaldırdığınızda hayran olacağınız Ege ve Akdeniz manzarasına, yüzlerce ve hatta binlerce yıl öncesinden kalan tarihi eserler eşlik ediyor. Likya Yolu’nu tamamlamak göründüğünden çok daha zor olduğu için bir miktar profesyonellik gerektirdiğini söyleyebiliriz. Yine de bu zorlu yolculuk size eşi benzeri görülmemiş manzaralar ve anılar armağan edecek.
- İster Kulaç İster Kamp Atın: Çalış Plajı
Tarihiyle, doğasıyla, su altıyla, gök yüzüyle keşfetmeye doyamayacağınız Fethiye’de Akdeniz’in tuzlu sularına girmeden olmaz. Tekne turları ve koylarda da denize girerek keyifli vakit geçirebildiğiniz Fethiye’de, en ünlü plajlardan birine uğrayacak olursak rotamız Çalış Plajı diyoruz. Çalış Plajı’nın en güzel yanlarından birisi, halk plajı olduğu için herhangi bir ücrete tabi tutulması. Plaj kıyısındaki tesislerden şemsiye ve şezlong talep edebildiğiniz gibi dilediğiniz yere havlunuzu bırakabilirsiniz. Plajın çok büyük bir bölümü küçük taşlarla kaplı. Yer yer kumluk alanlara da denk gelmek mümkün olsa da taşlık alanlar bölgeye has bir ruh katıyor. Plajın en ünlü yanlarından birisi de nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Caretta Caretta kaplumbağalarına ev sahibi olması.
Çalış Plajı barlar ve cafeleriyle de renkli ve keyifli bir ortam yaratıyor. Deniz kenarında hem eğlenebileceğiniz hem de keyif yapabileceğiniz alanların bir sentezini oluşturuyor. Dilerseniz sahile kamp atarak gündüz keyfini ikiye katlayabilir, geceyi yıldızları izleyerek geçirebilirsiniz. Kamp ve çadır hayatından uzak olanlar için ise plajın yakınlarında ve sahil boyunda pansiyon, bungalov ev ve oteller mevcut. Çalış Plajı apart ve otelleri hakkında fikir almak isterseniz alternatiflerinizi bir arada bulabileceğiniz bir linki daha buraya bırakıyoruz.
- Fethiye’nin Orta Yerindeki Tarih: Amintas Kaya Mezarları
Fethiye turumuzda tarihin tozlu sayfalarında biraz geriye gidelim. Ve işte, MÖ 350 yılına geldiğimizde Amintas Kaya Mezarlarındayız. Günümüze Antik Yunan ve Likya milletlerinden uzanan ve o dönemlerde Telmessos şehri olarak bilinen bölgedeki bu mezarlar, Fethiye çarşı merkezine oldukça yakın bir lokasyonda. Bu da gezi planınıza dahil etmeniz için geçerli sebeplerden birisi.
Mezarlar, ağırlıklı olarak statü olarak yüksek bireyler için inşa edilmiş. Yıllara meydan okuyan oymalar ve işçilik görenleri hayrete düşürüyor. Mezarların insan boyutunda oluşu birçok ziyaretçide tüyler ürperten bir etki yaratıyor. En tepede yer alan ve Amintas olarak adlandırılan mezar, ziyaretçilerin beğenisini topluyor. Bölgede ziyaret etmeye değer çarşılardan biri de en eski yerleşim yerlerinden olan Paspatur Çarşısı. Bu antik ve kendine özgü çarşı, hediyelik ürünler için ideal bir mekân. Genelde öğlen saatlerinde açılan dükkanları, gün sonuna doğru bölgenin kalabalık ve eğlenceli bri hal almasıyla daha çekici hale geliyor. Halıdan mücevhere, deriden lokantaya kadar birçok alanda hediyelik ürün çeşidini bu çarşıda bulabilirsiniz.
Kaya mezarlarını da inceledikten sonra, küçük bir mola vermek isterseniz bölgenin en güzel mekanlarından birine uğrayabilirsiniz. Tarihi dokunuşuyla sizi ele geçirecek eski sokakların arasından gezerken karşınıza çıkacak Köşe Kahve, soluklanmak için güzel bir seçim olacak.
Yine bekleriz
Fethiye’yi gezmeye günler, anlatmaya sayfalar yetecek gibi değil. Tabii ki bahsettiğimiz bu bölgeler görülmeden gidilmeyecek yerlerden sadece birkaçı. Fethiye tarihiyle, doğasıyla, hikayeleriyle, sokaklarıyla hala her adımda yeni keşfedilecek bir şeylere gebe. Oluşturacağınız seyahat rotasında sizin de küçük doğaçlama hamlelerle, görüp keşfedeceğiniz yeni duraklar olabilir. Birbirinden farklı lezzetleri tadacağınız, doğada kendinizi bulacağınız, macerayı ve heyecanı doruklarda yaşayacağınız Fethiye, tekrar tekrar ziyaret edeceğiniz beldelerden biri haline gelecek.